Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Döneminde Samsun
30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi günlerinde Samsun, bağımsız Canik Sancağı’nın merkez kazasıydı. Sancağın dışında beş kazası daha vardı. Bafra, Çarşamba, Terme ve Fatsa. Samsun ‘un bugünkü ilçeleri Ladik, Havza ve Vezirköprü ise, o dönemde Sivas Vilayeti’nin Amasya Sancağı’nın kazaları idi. Canik Sancağının 300,000 dolayında nüfusu vardı ve bunun (göçmen adı altında getirilenlerle birlikte) yarısını Rumlar teşkil ediyordu. Sancağın merkezi Samsun olmasına rağmen Bafra ve Çarşamba kazaları, nüfusça Samsun’dan daha kalabalıktı.15 mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’e asker çıkarmasından 2 ay önce İngilizler, bu defa Samsun’a 84,000 kşilik bir İngiliz-Hintli kuvveti ile çıkartma yaptılar ve halka gözdağı verdiler.
9.Ordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığı gün, şehirde İngiliz askerleri vardı ve Merzifon dahil, bölgede önemli bir askeri güç olarak bulunuyorlardı.
Mustafa Kemal, 21 Mayıs’ta Harbiye Nezareti (Genel Kurmay) ‘ne gönderdiği raporda; Samsun ve dolaylarında 40 kadar bölücü Rum çetesi bulunduğunu müslüman halkın kaygı ve korku içinde yaşadığını, Rum Çetelerine karşı bir tedbir olmak üzere bazı Laz çetelerinin para karşılığı bölgeye getirilip Rum saldırılarına karşı kullanıldığını belirtti. Söz konusu çetelerden biri ve en kuvvetlisi; Giresun Bölgesinde üslenmekle birlikte Karadeniz’in hemen her yerinde baskınlar düzenleyen, Rum çetelerini sık sık zor durumlara düşüren “Topal Osman” çetesi idi ve Mustafa Kemal’in Samsun bölgesinde görüştüğü ilk kişilerden birisi de Topal Osman olmuştur.
Yunan donanmasının 9 Haziran 1921 ‘de İnebolu’yu bombalaması üzerine taşkınlıklarını iyice artıran Rum Çetelerine karşı Ankara Hükümeti, 26 Haziran 1921’de , Karadeniz’deki Rum nüfusunun başka bölgelere yerleştirilmesini kararlaştırdı. Nurettin Paşa komutasında Sivas’ta kurulan Merkez ordusuna “tenkil hareketi” görevi verildi.
Merkez Ordusu Komutanlığı da Pontusçulukla uğraşanlar hakkında tutuklama kararı alarak bunları birer birer yakalamaya başladı. Merzifon’daki Amerikan Kolji de kapatıldı ve yöneticileri yurtdışı edildi. Bu arada Samsun ve Trabzon metropolit merkezleri basılarak çok sayıda silah ve belge ele geçirildi.
İtilaf devletleri, Rumlar’a karşı alınan bu tedbirleri tesirsiz hale getirmek için bazı teşebbüslerde bulunmaya başlayınca da Büyük Millet Meclisi Hükümeti Hariciyeden gerekli “nota” yi almakta gecikmedi.
“Pontus Devleti fikrini İstanbul’daki Rum Patrikhanesi ve Yunanistan yeniden diriltmişlerdir. Samsun ve Marmara denizi yöresinde şimdiye kadar 200,000’den fazla Türk öldürülmüştür. Türk kadınlarının ırzına geçilmiş, köyleri yakılmıştır. Türk uyruklu Rumlar, Yunanistan tarafından silah altına alınmaktadır. Karadeniz Rumlarını etkisiz hale getirmek için Anadolu içlerine nakledilmektedirler. Samsun bölgesindeki Rum köylerinden 2,500 tüfek ve bir milyondan fazla mermi ele geçirilmiştir.
Merkez Ordusu kuvvetlendirilerek sayısı artırılmış ve 1922 yılının başlarından itibaren de Pontus ayaklamasının bastırılmasına geçilmiştir. Bunun için de bölgeye dağılan milli kuvvetler, asi Rum köylerini ve onların dayanağı olmuş yerleri birer birer taramaya başladı. Sonunda, Pontus hayali ile başlayan Rumlar’ın elebaşıları ve onların yardakçıları tamamen yok edildi. Bir çıban başı olarak senelerce etkinliğini sürdüren Rumlar’ın bu tutumu kökünden halledildi. Bunun için de Merkez Ordusu’unca ele geçirilen çetelerden 10,886’sı kısmen affedildi. Orduya sığınmayıp direnen 11,188 Rum da öldürüldü. Anadolu içlerinde oturmak zorunda bırakılan Rum kadın ve çocuklar da 1923 yılı başlarında vapurlara bindirilerek Yunanistana sürüldü. Böylece, bir zamanlar “Karadeniz’e Pont Ökzen (Pont-Euxin) denilmesinden kinaye olarak vaktiyle MS.65 senesine kadar bir süre devam eden (Pont) isimli hükümetin bulunduğunu ileriye süren bazı Yunanlılık düşünceleriyle dopdolu olan Metropolitler ve reisler, binlerce seneden beri Türklerin vatanı olan bu topraklarda bağımsız ve daha doğrusu Yunan hükümetine katılmaya hazır bir pontus rum hükümeti kurulması hülyası, Türk’ün o asil ve asil olduğu kadar da vakur ve deviren tokadı ile tarihe havale edilerek sonuçlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder